27 Ekim 2009 Salı

Neredeyiz?

Kim hatırlanmak istemez. Ama çoğumuz 100 yıl sonra torunlarımız da öldüğünde unutulacağız. Ne adımız kalacak ne simamız. Geldiğimiz hiçliğe döneceğiz. Belki bizler daha şanslıyız dedelerimize göre. Dipte köşede kim bilir kimin tuttuğu kayıtlarda karaladığımız bir iki laf, isimsiz bir iki fotoğraf, şanslıysak ufak bir video kalacak geri. İşte tam şimdi ve tam burada değerliyiz kardeşlerim, gelecek bizim değil, geçmişe de sahip değiliz. Ancak bugün bizi biz yapan, tanımlayan, değerli kılan. Yine aynı gün ama geçiştirdiğimiz, ertelediğimiz, yaşamaktan hayıflandığımız. Çünkü hepimizin içinde yarınlara dair umutlar var. Ama kardeşlerim bizim yarınımız yok. Onca milyar yıldır var olan ve onca milyar yıl daha var olmaya devam edecek bu evrende şimdi, bugün, yalnızca bugün bizim.
Hayatı alabildiğine karmaşık ve zor hale getirdik kardeşlerim. Hep birlikte koyduğumuz kurallar tarafından ezilir olduk. Kalabalıklaştıkça uzaklaştık birbirimizden ve yalnızlaştık doğadan koptukça. Oysa varsa bir mükemmellik ancak saflıkta sıfıra en yakın noktada var. Çoğalmaya, karmaşıklaşmaya, olabilmek için uğraşmaya gerek yok. Çabalamak boşuna. Temiz doğuyoruz ve bu dünya kirletiyor bizi. Çabaladıkça çamuruna bulanıyoruz onun.
İşin kötüsü çıkışı biliyorken kimsenin çıkmayacağınıda biliyorum. Asla geri dönmeyeceğiz bu döngüde, illa başladığımız noktaya o koca, o çetrefilli, o bizi harap eden çemberi tekrar tamamlayarak döneceğiz. Ve hep özleyeceğiz bu uzun yolda geldiğimiz yeri, ve tekrar oraya varabilmek için uğraşacağız. Döndüğümüzdeyse yine mutlu olmayacağız elde ettiklerimizden.
Basit kalın kardeşlerim. Olabildiğince.
Kalbimden kopanları okudunuz ve kalbim biraz daha küçüldü...